22 Ekim 2015 Perşembe

Prodhon anarşizmi ile Hint fakirinin düşünceleri


PRODHON ANARŞİZMİ İLE HİNT FAKİRİNİN DÜŞÜNCELERİ 

Merhaba,

Bir düş kurdum kendimce.
İstediğim gibi yaşamalıyım.
Şair "Yalnızlık benim saltanatım" demiş ya; ben de yalnız yaşamak için günbatımlarında denizin mor dalgalarının sektiği, sabahları küflü görünüme sahip bir deniz kasabasında yaşamaya başladım.

Özdemir Asaf'ın, "Yalnızlık Paylaşılmaz" adlı şiiri var.


Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan...
Dışından anlaşılmaz.
Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan.
Paylaşılmaz.

Bir düşün'de beni sana ayıran

Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

Özdemir Asaf, "Yalnızlık paylaşılmaz/ Paylaşılsa yalnızlık olmaz" dese de ben yalnızlığımı paylaşmalıydım. Böylelikle el attım, dal attım birileriyle iletişim kurdum. Yetmedi, yalnızlığımı paylaşmak için yazışmalar, konuşmalar yaptım, şiirlerimle dile getirdim yalnızlığımı.

Gözlerime bakma ne olur
Bana anımsatma yitmişliğimi
Yalnızım koca şehirde
Bırak, yalnız kalayım
Bana anımsatma kimsesizliğimi

Yetmedi, başkaları ile birlikte yaşamayı denemek için adım attım kendimce.
Bir Hint fakirinin bilgece sözlerinin büyüsüne kaptırdım kendimi. En güzel şey özgürlüktü ve kimse bana karışmamalıydı, alabildiğine yaşamalıydım her şeyi! Bireysel özgürlüğün derinliklerinde yaşamaya başladım. Bireysel özgür olunca mutlu olabilirdim ve bu özgürlüğü de aşk ile taçlandırmam gerekiyordu.
Sartre, "bir alanı çitle çevirip 'burası benim' dediği andan itibaren kavga başlamıştır" der. Yani kavganın 'özel mülkiyet' ile birlikte toplumsal yaşamda daha da etkili olduğunu dile getirmiştir. Öyle ya, insan özel mülkiyetini koruyacaktır.
Prodhon anarşizmi ile bu Hint fakirinin düşüncesi arasında bir özdeşlik fark ettim. Biri kural tanımazken diğeri özgürlüğe ve aşka sınır tanımıyordu. Her ikisi de toplumsal düşünüşten öte insanda var olan ruhsal karmaşanın doğurduğu konu ve sorunlardan (tanrısal adalet, bireysel özgürlük, aşk vb.) söz ediyordu.
"Ben mutlu olursam, toplum da mutlu olur" muydu?
İşte ben'imin öne çıkması toplumsallığı geriye itiyordu ve yalnızlıktan özgürlüğe, özgürlükten anarşizme, mistik duygulardan ruhsal karmaşaya kadar pek çok konu usumu işgal ediyordu.
Orhan Hançerlioğlu Düşünce Tarihi kitabının sonunda, "Çağdaş insan, yüzyıldan beri, öğüt dinlemeyen insandır" derken yarım yüzyıl önce bunları mı diyordu acaba?
Benmerkezciliğin toplumsal gerçekçiliğin önüne geçtiği günümüz dünyasında anarşi, terör ve diğer olumsuz toplumsal olayların bir karmaşa yarattığının farkında olduğumda düşlerim ile daha çok ilgilenmeye başladım. Kopmamla birlikte mistikliğin büyüsüne daha çok kapıldım. Bu beni daha çok uğraştırdı.
Aşkı yeniden aradım.
Arşimet'in sevinç haykırısı ile "Ewreka!" (Buldum) dedim.

Ewreka!

Arşimet sevinci ile koşuyorum
Dudaklarımda suskun bir gülümseme
Gözlerimde umutlu pırıltılar
Dudaklarımdan dökülen sesler
Arşimet'in sevinç haykırısı
"Buldum, buldum, buldum! "

Suskun bir acıya dönüşüyor

Dudaklarımdaki gülümseme...


Bulmak bu kadar kolaydı demek ki?
'Mutluluğun resmini' de yapabilirdim artık.

Süleyman ÖZEROL
16.08.2015, Radikal Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder