13 Ağustos 2016 Cumartesi

Gözlerindeki Hüznü Yok Etmek…

Gözlerindeki Hüznü Yok Etmek…














Merhaba,

Bahçedeki dut ağacının altındaki çimenlerin arasında kardelenler çıkmıştı yine her yaz olduğu gibi. Çok geçmeden boynunu büken kardelenler seni anımsatıyordu.

2009 yılındaki yalancı yazın ardından uzun zaman sen den haber alamayınca 1 Eylül 2013 günü “Kardelenim” başlıklı bir şiir yazmıştım, onu da anımsadım.

“Saf, duru, sevecen, duygulu
On altı yaş tazeliğindeydin”

Seni göremediğim aradan geçen beş yıldan buyana boş durmadım. Derleme ve araştırmaları sürdürdüm. On iki kitap yayınladım, onlarca kitap düzenledim, yayına hazırladım, çoğunun kapağını da ben yaptım. Çok sayıda öğrenciye, araştırmacıya ödev, tez, araştırma konularında yardımcı oldum. Türkiyem TV’de 18 programda çeşitli sanatçıları söyleşi yaparak tanıttım. Halk Ozanları Kültür Derneği (OZAN DER) üyelerinden elliye yakınının yaşamöyküsünü söyleşi biçiminde çekim yaparak belgeledim.

Aklıma ne geldi biliyor musun? Emekli olduğumda yazı işleri müdürlüğünü üstlendiğim Malatya Yorum gazetesindeki ilk günlerimiz…

1998 yılının Haziranından itibaren Malatya’da gerçek anlamda araştırmacı gazeteciliğin örneğini vermeye çalıştık. Bu işi amatör ama profesyonel gibi hareket ederek yaptık. Çünkü hiçbir zaman maddi karşılığı olmadı, tam tersine cebimizden harcadık. “Para kazanmak isteseydik dükkân açardık” sözüm başyazarımız Asım Demirkök’ü güldürmüştü.

Senin ile o zamanlarda tanışmıştık. Doksanların sonları, iki binlerin başları, ok yoğun dönemlerdi. Çok geçmeden gazetemizden arkadaşlarımız ayrılmaya başladılar ve kala kala Yaşar Karaaslan ve Ali Efter Ökdemir ile kaldık. Zaten başlangıçta da üçümüz vardık.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte haftalık gazetemizin işleri de yavaşlamaya başlamıştı. İnternet ile haber ve yazılara anında ulaşan okurlar bir hafta beklemiyorlardı. 2011 sonbaharında nasıl ki senin ile iletişimimiz kesildiyse, gazetenin yayını da son buldu.

Bir süre Malatya Hâkimiyet gazetesine yazdım. Malatya’da Basın İlan Kurumu Şubesi kurulup da on beş olan gazete sayısı beşe düşürülünce, yani gazeteler birleştirilince gazetenin adı Malatya Söz oldu ve bir süre ara verdikten sonra devam ettim. Dolayısıyla 1993 yılında başlayan İNCE DÜŞÜNCELER köşem on üç yılı doldurmak üzere…

Senden haber alamama karşın bunca yoğun yazma ve diğer uğraşlarımın yanında sana bir şeyler yazmak istediğimden dolayı bu dizeler sıralandı.

Nerelerdesin, ne yapıyorsun, nasılsın bilemiyorum. Ancak merak ettiğimi belirtmek, sana ulaşmak ve söyleşilerimizi yinelemek istiyorum. Bu mektubumu okur musun bunu da bilemiyorum.

Her zamanki güzel dileklerimi senin için de sunuyor, selam ve sevgilerimi iletiyor, gözlerindeki hüznü yok etmek için öpüyorum.

Yanıt vermeyeceğini biliyorum ama yine de bekliyorum.

Hani Orhan Murat Arıburnu ne demişti?

Dünya döndükçe
Umut fakirin ekmeği

Ye Mehmet ye
Ye Mehmet ye
Ye Mehmet ye!


Ballıkaya, 13 Ağustos 2016