19 Temmuz 2019 Cuma

Bir Türkü Yaz Gönder



Bir Türkü Yaz Gönder

Merhaba…

Oldukça uzun, ölçülü bir şiir göndermiştin bir zamanlar. Bazı uyaklarda sorun olduğunu belirtmiştim.
Bir zaman sonra yazışmalarımızın birinde, “Farklı davranmakta, farklı yaşamakta kararlıyım artık. Kendime değer vererek yaşayacağım” dediğinde, “Kendini önemse” diye yazmıştım.
“Herkes kendinden sorumlu... Farklı olduğumu biliyorum. Bunu anlayanlar olsun hayatımda” dediğinde de, “Kendini önemsemelisin” demiştim.
“Kıymetimi bilenler olsun. Zaten anlayanlar da gitmiyor gidemiyor” sözün üzerine; “Ben gitmeyen, gidemeyendim. Yani vazgeçemeyenim” diye düşündüm.
“Farklı olmak önemli... Ancak bunun hayatına ne kattığı da önemli” sözünle yaşama etkilerden söz etmiştin.
Deniz kenarında yaşamak farklı galiba…
Hep Orhan Veli Sabahattin Ali aklıma gelir Deniz deyince. Elbette Bir de Deniz...

“Gemliğe doğru denizi göreceksin sakın şaşırma.”
(Orhan Veli Kanık)

“Deniz gibidir gökyüzü
Aldırma Gönül aldırma”

(Sabahattin Ali)

Ve en kısa şiir benim de en sevdiğim dize:

“Mavi küf kendini yer denize gördüğünde”
(Talat Sait Halman)

Dosyalarımın arasından sana yazdığım bir şiir denemesi çıktı.

Halk türküsü biliyorsan
Bir türkü yaz gönder
İçinde
Hasret olsun
Acı olsun
Ama hainlik olmasın
Kemlik olmasın

Bir türkü gönder
Arguvan türküleri gibi olsun
“Ölem ölem oy Kader”
Aman ha aman kimlik olmasın

Bir türkü gönder
Beni söylesin
Seni söylesin
Dağı taşı yolu söylesin
Amma velakin
Kötü söz söylemesin

(5 Aralık 2014)

“Senin şiirlerinin basımını yapalım” dediğimde, “Olur inşallah, uğraşırım tabi” derken bile çok sıkıntılı bir durumda olduğunu sanıyorum. Ama kimseyle muhatap olmak istemiyor gibiydin.
Geçenlerde gazeteye yazmıştım, senin yazdığın şiirleri de bir gün kitap olarak düzenleyelim ve kalıcı kılalım demiş, “İşin kolay da var, az sayıda basılabiliyor” diye yazmıştım. Oturup onlara yoğunlaşacak durumda ve sabırda olmadığını yazdığında şu açıklamayı yapmıştım sana.
“Hiç duymak istemediğim bir durum. Uzun zamandır yazmamıştım, yazdığımda böyle olumsuz durum olacağını düşündüğümden ‘en iyisi yazmayayım’ dedim kendi kendime. Bugün de gazeteye yazdığımdan dolayı yazdım. “Sorun değil” diye yazdığında da içinde ağladığını düşündüm.
Köşe yazılarımda mektupların yeri başka, daha önce anlatmıştım bunu. Çok yazmıştık, Milena’ya mektuplar da dâhil...
Sabrım da sıfır diyorsun. Demek ki çok sıkıntılı bir durumdasın, seni tutmayayım. Her gün bakıyorum iyi misin diye. Fotoğraflarda hep gülüyorsun ama içini düşününce çok üzülüyorum. Biliyorum ki içten ağlıyorsun, biliyorum ki herkese derdini diyemiyorsun...
İçine mi atıyorsun?
İçine atma, içine atma...
Atma...
Bir türkü yaz gönder...


Ankara, 19 Temmuz 2019

9 Temmuz 2019 Salı

‘Kim Bilir?’ diyelim senin gibi…

‘Kim Bilir?’ diyelim senin gibi…

Merhaba,
Yine uzun zaman oldu sana yazmayalı. Sanırım üç ayı geçti ve bazı konulardan söz edeyim bari…
Bu yıl kış dönemi fazla kitap yayınlayamadım. Benim için en önemlisi ‘Babamın Yazdıkları’ adlı kitabı yayınlamam olacaktı. Kitabı her şeyi ile hazırlamışken babam Aralık 2018’de hastaneye yattı ve 40 gün sonra, yani 31 Ocak 2019 günü kaybettik. Bu nedenle kitabın basımını erteledim. Hak rahmet eylesin…
Babamın Yazdıkları, 1934 doğumlu olan babamın kırklı yıllardan itibaren çocukluk anıları, babasını kaybetmesi ve çocuk yaşta aile reisliği yapmaya başlaması, adana çapa ve portakal toplama işleri, duvar ustalığını öğrenişi, bağlama çalması, eski yazı okuması, şiir yazması ve yaşamındaki diğer konuları kapsıyor. Altı çocuk babası olarak yaşamını sürdürürken karşılaştığı olayları, zorluklarını ve günümüze kadar gelen yaşam mücadelesinin dilimlerini sunuyor. Yer yer yazdığı şiirlerden örnekler de veriyor. Uygun bir zamanda yayınlamayı düşünüyorum.
Metin Özer'in ‘Bütün Güzellere Dağıttım Seni’ kitabını Mart, Hüseyin Erol'un ‘Köy Enstitüleri’ kitabını Mayıs ayında basıma hazırladım ve yayınlandı.
Diğer yandan 2018 yılbaşından itibaren üç ayda bir Hekimhan adıyla bir dergi çıkarmaya başladım. Malatya'da Güngör Bebek arkadaşımızın desteği ile yayınladığım 48 büyük boy tam sayfa olan dergimizin içeriğini tamamen Hekimhan ile ilgili konular oluşturuyor.
Derginin tüm hazırlıklarını kendim yapıyorum. Yani yayına ben hazırlıyorum. Sayfa düzeni, dil bilgisi ve yazım denetimi, basım takibi ve diğer...
Kapak tasarımını Güngör Bebek arkadaşımızın oğlu Halil Can Bebek yapıyor. Kış 2018 sayımızda Hekimhan Atatürk Anıtı, Bahar 2018 sayımızda Mehmet Emin Sungur, yaz 2018 sayımızda Yukarı Saz Köyü Cem Evi, 2018 sayımızda Başkavak’ta Antepfıstığı, kış 2019 sayımızda heykeltıraş Furkan Ekici, Bahar 2019 sayımızda altmış yıl öncesinde Hekimhan’da öğretmenlik yapmış olan Hasan Basri Aydın dergimizin kapağında yer aldı.
Yaz 2019 sayımızı Ağustos ayında çıkarmayı düşünüyoruz. Bu sayımızda 1998 Temmuzunda Hüseyin Şahin ile birlikte giderek derleme yaptığımız Hacılar Türküleri, Sayın Mehmet Yardımcı’nın Eflatun Cem Güney ile ilgili yazısı, Hekimhan’dan yetişmiş bağlama yapımcıları gibi konularımız var. Sürekli yazarlarımızdan Güngör Bebek, Halil Kaynarca, Türkay Devran, Mehmet Demir, Hüseyin Demir, Hüseyin Arayıcı ve daha pek çok yazarımızın yazıları da yer alacak. Elbette ki dergimize Hekimhan ile ilgili yazmak isteyenlerin yazılarını da bekliyoruz.
Kış boyu çeşitli çalışmaları kontrol ederek, kitap çalışmaları düzenleyerek, gazeteye yazılar hazırlayarak, tez ve araştırma çalışmaları yapanlara yardımcı olarak, Ankara’da üye olduğum derneklerin ve diğer kurum kuruluşların etkinliklerine katılarak zamanımı değerlendirdim.
Ve işte Hekimhan Müzik Kültürü…
İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Müzikoloji Ana Bilim Dalını 2009 yılında fakülte ikincisi, bölüm birincisi olarak bitiren Levent Çoban’ın ‘Hekimhan Müzik Kültürü Üzerine Bir Değerlendirme’ tez çalışmasına, otuz beş yıl önceden başlayarak derleyip araştırdığım konular arasından ilgili olanları katkı olarak sundum. Bu tez çalışmasını on yıl içerisinde daha da geliştirerek, müzik kültürüne hizmet edenleri de katarak kitap olarak hazırladım.
Bu çalışmamızda Hekimhan yöresi halk müziği kültürünü çeşitli açılardan besleyen; yöredeki yaşanmışlıklar, gelenek haline gelen müzikli eğlentiler, farklı yörelerle olan etkileşimler araştırıldı, TRT repertuarındaki yöre türkülerinin ve derleme kapsamındaki türkülerin müziksel analizi yapıldı. Hekimhan müzik dağarcığına yeni türküler kazandırmak açısından ise sekiz adet türkünün derlemesi yapıldı. Böylelikle var olan müzikal değerler kayıt altına alınarak gelecek kuşaklara yazılı bir kaynak bırakılması amaçlandı.
Bugünlerde basımdan çıkacak olan kitabımızın konusunda bir ilk olduğunu düşünüyorum.
Senin yazdığın şiirleri de bir gün kitap olarak düzenleyelim ve kalıcı kılalım.
Köyün özlemiyle, ‘Kim Bilir?’ diyelim senin gibi…


Kim bilir şu harman yerinde
Kimlerin tozu savruldu yürürken

Kim bilir şu dağın eteklerine
Kimler özlem duydu da bir daha göremedi

Kim bilir ne sevdalara tanık oldu pınar başları
Kimlerin sevdası yüreğinde yarım kaldı

Kim bilir, kimleri uğurladık gurbete
Kimlerin kalbi gurbette ama hep sılasında kaldı