30 Eylül 2017 Cumartesi

Kültür, Yaşamın Her Alanını Kapsar

Kültür, Yaşamın Her Alanını Kapsar















Merhaba,

Yine yazmaya ara verdim biliyorum. Uzun zamandır Malatya’ya gitmemiştim. Bununla birlikte yeni tanıştığım biri var, ondan söz edeyim sana…

27 Ağustos 2017 günü öğleden sonra Kazım Erayabakan aradı, Sultan Avcı adlı bayan benim ile yazma konusunda görüşmek istiyormuş. “Haber vereyim de telefonunu vereyim” dedi. Verebileceğini söyledim. Bir süre sonra Sultan Avcı aradı, konuştuk.
Kırlangıçlı… Bir zaman İstanbul’da daha sonra Bursa’da bir zaman kalmış. Yıllar sonra Malatya’ya dönmüş ve Babası ile kalıyormuş. Seksen sekiz yaşında olan babası, Akçadağ İlköğretmen Okulunda okuduğumuz zamanlarda Akçadağ İstasyonunda görev yapmış.
Bayramdan sonra uygun olursa Malatya’ya gideceğimi söyledim.
“Yüz yüze konuşmak isterdim” dedi.
Daha sonra diyalogumuz şöyle oldu.
“Ben sıfırdan başlayacağım.” diye yazdı.
Ben de, “İnsan için sıfır olmaz. En azından düşünceleri, anıları vardır” diye yazdım.
“Moral verdiniz” dedi.
“Sizden bir şey istesem; benim ile iletişim kurma öykünüzü yazar mısınız?” dedim, “Tabii… Ancak hemen gönderemem. “ dedi.
“Gerçi bana telefonda biraz olsun anlattınız” dedim, “Kaleme alacağım.” Dedi. Sonra da sayfalarıma bakmış olmalı ki şunları yazdı: “Başkalarını mutlu ederek mutlu olmak felsefemiz ortak felsefemizmiş. Şimdi okudum özgeçmişinizi” dedi. Bakalım iletişim kurmamızı nasıl anlatacak?
14 Eylül günü sabah araba yokmuş. Olsa idi o gün Malatya’ya gidecektim. Ertesi güne kaldım. 15 Eylül 2017 günü Mehmet Şahin’in arabası ile Malatya’ya gittim. Yolda şiir kitabı taslağını hazırladığım Âşık Turan Gül’ü aradım. Bir saat sonra Ceyhan’a gidecekmiş, kitap taslağını dükkâna bırakmış.
Paşaköşkünde Örnek Lokantasında kahvaltı yaparken İbrahim Koyun geldi, sohbet ettik.
Kahvaltı malzemeleri; zeytin, peynir, tereyağı, bal, çökelik, domates salatalık, maydanoz, kuzukulağı, çay, ekmek, su. Bu kadar yiyecek bir arada ve oldukça güzel bir kahvaltı oldu.
Ömer Erdoğan kitap çalışması için Kamber Poyraz ve Osman Özpolat’a ulaşamadım. Tahsin Özen, İzmit’te imiş, ay sonu dönecek.
Yıldız Müzik Merkezine uğradım, Gülay ile birkaç dakika konuştum, Adil atölyede imiş.
Cano Elektrik’te Turan Gül’ün dosyasını aldım. Taksi ile Sümer Park’a gittim. Sultan Avcı geldi, bir yere oturduk, bakan kimse yoktu, başka bir yere geçtik.
Güngör Bebek ile konuştum, gelecekti, sonra aradı, gelemeyeceğini bildirdi.
Çay sohbet, çay sohbet derken dört saate yakın zaman geçti. Sultan Avcı’ya çalışma yöntemlerim, yazılarımdan örnekler, şiiri yazılarda kullanma, kısa şiirler ve daha çok da mektup konusu…
Fotoğraf çektirdik. Ben kendisini birkaç fotoğrafını çektim. Yaşamından söz etti. Evliliği ve ayrılması, babası, Alevilik konusu vb…
Yazılarımı son zamanlarda mektup biçiminde yazdığımı, kendisinini de deneyebileceğini söyledim. Mektup yazma akışkanlığımdan söz ettim. Vayloğ Dede, Babamın Şiirleri ve Televizyonu Nasıl Buldum kitaplarımı armağan ettim.
Hüseyin Şahin Atakan Müziğe gidiyormuş. “Daireye uğrayayım” dedim, “Kimseyi bulamazsın, bugün maaş günü” dedi. Maaş günleri herkes alışverişe gidiyor demek ki?
Sultan Avcı ile birlikte İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne uğradık. İl kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu ile görüştük. Ziyaret ettiğimiz Levent İskenderoğlu kartvizitimde bulunan "Ben Bir Sitüs İnversüs"ün ne anlama geldiğini sordu. Ben de 1962 yılına giderek çocukluk anımı, 1964 yılında televizyonu nasıl bulduğumu, daha sonra (1999) ilk kitabıma "Televizyonu Nasıl Buldum" adını verdiğimi anlattım. Çalışmalarımdan söz ettim. "Nasıl yardımcı olabiliriz?" sorusuna ise "Gönüllü Kültür Adamları" dosyamdan söz ederek yanıt verdim. Resmi görevlilerin yapacaklarını yapan gönüllü kültür adamlarından bazılarını adları ve çalışmaları ile anlattım. Gönüllü Kültür Adamlarına Seyirci Kalınmamalıdır" yazımı örnekleyemedim ama şimdi buradan anımsatıyorum ilgilenenler için...
İskenderoğlu, Ekim ayında Malatya'nın yazan-çizen takımı ile bir toplantı yapmaktan söz etti. Kendisine, Babamın Şiirleri ve Vayloğ Dede kitaplarımı armağan ettim, başka kitaplarımdan da göndereceğimi belirttim.
Dilerim Üniversite, İl Kültür Müdürlüğü ve Belediye gibi doğrudan kültür ile ilgili kurumlar kültürü yalnızca din sanmayıp, yaşamın her alanını kapsadığının bilincinde olarak Malatya kültürü ile ilgili çalışmalar yapar, çalışmalar yapanlara da destek olurlar...
Ayda bir de olsa Malatya’ya gelmek belki de biraz farklılık yaratıyor. Ancak bu kısa sürüyor, çok kişi ile görüşme olanağım olmuyor. Bu yaz geçti, artık gelecek yaza diyelim…
Bir daha anımsatayım; kültür, yaşamın her alanını kapsar. Ayağının altı ile düşünenlerin çoğaldığı ülkemizde Malatya’nın da yer aldığını görmek gerçekten acı…
Selam ve sevgilerimi iletiyorum…