8 Mart 2021 Pazartesi

Anıları Olmayanlar Yaşayabilir mi?

Anıları Olmayanlar Yaşayabilir mi?
Merhaba,

Seninle ilgilenmediğin konuları yazışmak istemem. Çünkü senin hiç sevmediğin konuları gündeme getirmekle seni meşgul etmiş olurum.
"Hayır, böyle düşünmene gerek yok, meşgul etmiyorsun" desen de Bazı konuları yazışmak ya da sözünü etmek istemeyebilirsin. Senin ilgilenmek istediğin konuları yazmak, konuşmak isterim. Bu nedenle bazen senin de konu açmanı bekliyorum. Yazdıklarımla seni memnun etmişsem ben de memnun olurum. Ne zaman olursa olsun beni rahatsız edebilirsin. Herkes gibi sana da yardımcı olurum.
"Canım sıkkın ya! Uyuyamıyorum, biraz da ağlamak istiyorum" dediğine göre seni rahatsız eden durumlar var demektir. Nasıl olsa da iyi olsan acaba, onu da bilemiyorum.
Şiir yazdığını belirtiyorsun, ben de okuyabilir miyim?

Bazen susmak gerek
İçin avaz avaz bağırır çığırırken bile susmak
Sessiz çığlıklar atarak
Kaleminden kan kırmızı mürekkepler saçarak susmak
Sözcüklere isyan edip
Boğazında düğümlenirken
Avazın çıktığınca susmak gerek
Dudaklarından dökülecek tek bir sözcüğe hasret
Bakışlarda derin yaralar açmak için


Şiir duyguların dilidir zaten. Düzenli ve güzel anlatım yoludur. Yineleyerek denedikçe cümleler daha iyi oturur, dizeler oluşur. Özetlenir anlatılmak istenen. Yineleyerek yazmazsan düzyazı gibi kalır. Şiir denemelerini sıkça yapmalısın.
"Uyuyamıyorum, biraz da ağlamak istiyorum" diyorsun.
Alışacaksın, yaşam işte...
"Bazen susmak gerek" ise de, huzursuz olmamak için içini dökmelisin. Yoksa içine attıkça rahatsız olursun.
"Dışa atınca ne oluyor? Babamı çok özlüyorum, bir şey yapabilecek misin? Yok..."
Bunları demekle, sorunu sormakla haklısın.
Evet, hiç kimse gidenleri geri getiremez biliyorsun. Babanı geri getiremem, ama onun anısıyla seni mutlu etmek isterim. Başka birilerini de geri getiremem. Her kim olursa olsun, anıları varsa yaşıyorlar demektir. Anıları olmayanlar yaşayabilir mi sence?
"Yaşayamaz" diyorsun değil mi?
Elbette; "Gençler ümitleriyle, yaşlılar anılarıyla yaşarlar" deniyor bir Fransız deyişinde. Aramızdan ayrılanlar, bizimle anılarıyla yaşarlar. Eğer o anıları kalıcı kılarsak, geleceğe de aktarmış oluruz. İnsanlar akıl, bilim ve sanat ile diğer yaratıklarından ayrılırlar. Özellikle de; kitap, heykel, fotoğraf, film, mimari ve diğer kalıcı sanat yapıtlarıyla yaşarlar.
Babam çiftçiydi, ayrıca pek çok beceriye de sahipti. Duvarcılık, marangozluk, demir teneke işleri ve diğer... Diğer yandan ilkokulu bitirmiş olmasına karşın hem düzyazı, hem de şiir yönünden kalemini de iyi kullanırdı.
Babamın şiirlerini bir araya topladım ve 2009 yılında 'Babamın Şiirleri' adıyla kitap olarak yayınladım. Anılarını yazdığı defteri de 'Babamın Yazdıkları' adıyla düzenledim. 2018 yılı Ekim ayında yanına uğradığımda, yakında kitap olarak yayınlayacağımı söyledim. Gülümsedi, "Desene ölmeyeceğim" dedi.
31 Ocak 2019 tarihinde kaybettik. Büyük oğlum Ozan Özerol'un katkıları ile 2020 Ocak ayında Babamın Yazdıkları kitabını yayınladım.
"Sen de seviyor muydun babanı?" diyorsun.
Babam aramızdan ayrıldığında 86 yaşındaydı. Ne desem de gereksiz kalır birkaç cümle. En iyisi Babamın Yazdıkları kitabımı sana göndereyim, önsözünden okursun. Okuyunca da eminim ki sen de babanın yazdıklarını 'kitap yapayım' diye düşüneceksin. Çünkü onu çok sevdiğin her halinden belli oluyor. "Sen de seviyor muydun babanı?" demen bile bunu gösteriyor.
Hala ağlamak istiyor musun minik kuşum?
Hayır, ağlamıyorsundur artık...
"Aramızdan ayrılanların anıları ve eserleri varsa bizimle yaşıyorlar diyorsun" ve ağlamıyorsun...

Ankara, 20 Ocak 2021

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder